İletişim yaşamımızın en önemli parçasıdır ve çevremizdeki herkesle iletişim kurmaya ihtiyaç duyarız. İletişime doğduğumuz andan itibaren başlayıp, yaşamımız boyunca da devam ederiz.


Dil, iletişim ve konuşma terimlerini uzmanlardan, eğitimcilerden ya da doktorlardan defalarca duymuşsunuzdur. Bu üç terim çoğu zaman birbirinin yerine kullanılmaktadır. Oysa bu üç terimin birbirinden farklı anlamları vardır.
İletişim, insanlar arasındaki etkileşimdir. Dil, bu iletişimi sağlayan araç; konuşma ise iletme yoludur. Konuşma, sözel dilin seslerle ifade biçimidir ve insanın temel bir biyolojik özelliğidir.


Dil ve konuşma bozukluğu olan çocuğunuzun dil becerilerini anlamanız ve çocuğunuzu doğru değerlendirmeniz için bu terimleri iyi bilmeniz gereklidir.Çocuklarda hiç bir sorun olmasa dahi, ilk sözcüklerini öğrenme ve söyleme, kullandıkları sözcük sayısı, dilin yapısını edinme ve cümlelerle konuşma gibi dil ediniminde ki hızları ile kullanımda nicelik ve nitelik bakımından bireysel farklılıklar göstermektedirler. Çocukların önemli bir bölümü, konuşmaya ve dil becerilerini kullanmaya başlamakta gecikmiş olmakla birlikte, dil gelişimi sürmekte ve sonunda tamamen normal bir dil gelişebilmektedir. Başka bir grup ise, dilin bazı ögelerini geliştirmekte sürekli gecikmede, dil sorunu ileri yaşlarında da devam etmektedir.


İşitme engeli, zihin engeli, otistik sendrom ve beyin zedelenmeleri normal dil gelişimini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Belirli bir yaşa geldiği halde, çocuğun konuşmaya başlamaması ya da yaşıtlarına göre geride kalması, işaretlerle ya da tek sözcüklerle iletişim kurmaya çalışma, cümle kuramama, konuşurken tutulma, kekeleme, konuşma seslerinin kimilerini söyleyememe, konuşurken sesin kısılması, çatlaması, burundan konuşma, anlaşılamayacak kadar hızlı konuşma, sesleri heceleri yutma vb. biçimde ifade edilmeye çalışılan bu sorunların, kimileri konuşma sorunu iken kimileri de dil sorunudur.


Peki çocuğunuzda olabilecek dil ve konuşma sorununu nasıl fak edebilirsiniz?
Dil gelişiminde bir aksaklık olup olmadığı yönündeki ilk belirtiler, çocukta konuşma davranışının ortaya çıkması ile başlamaktadır. Bu ise, ancak 12-18 ay dolaylarında olmaktadır. Bu yüzden aileler 12-18 ay içindeki çocukların dil gelişimleri dikkatlice izlemelidirler. Eğer herhangi bir dil ve konuşma sorunundan şüphelenilirse, takip eden zamanlarda çocuğun izlenme ve müdahalesinde çocuk gelişimcileri, okul öncesi eğitimcileri, ve özellikle ‘Dil ve Konuşma Terapisti’ sorumlukluk alır.


Dil ve Konuşma Terapisti kimdir?
Dil ve konuşma terapisti, kendi konularında ayırıcı tanı koyabilen, sorunları ve çözümlerini belirleyen, terapiyi planlayan ve yürüten, bu görevlerini yerine getirirken ilgili uzman ve yardımcı uzmanlarla sıkı bir işbirliği içerisinde çalışan bireyler arası iletişim sorunlarının çeşitli alanlarında uzmanlaşmış bağımsız bir meslek grubunun elemanıdır ( ASHA ve IALP, 1994; 2000; akt, Topbaş ve ark. 2002)


En sık görülen dil ve konuşma sorunları nelerdir?
İşitme engeli, zihin engeli, otistik sendrom, serebral palsi (CP) vb. görülen dil ve konuşma sorunlarının yanı sıra, bunların dışında kalan ve en sık karşılaşılan  dil ve konuşma sorunları şunlardır :


a. Ses bilgisi ve sesletim sorunları : Okul öncesi dönemde çocuklarında en çok karşılan sorunlar arasında yer alır. Aileler ya da öğretmenler çocuğun bir sesin yerine bir başka ss kullandığını’, bazı sesleri söyleyemediğini’, ‘konuşmasının anlaşılamadığını’ vb. ifade ederler.
Dil ve konuşma terapisti, sorunun ayırıcı özellikleri doğrultusunda bir terapi/eğitim programı düzenlendiğinde aileden ve varsa öğretmenden hem kendisine hem de çocuğa destek olması isteyebilir.


b. Dil ve konuşma gelişiminde gecikme : En erken 18 ay çocuğunda belirtileri fark edilebilecek bir sorun olan dil gecikmesi, ailenin çevreden gelen öneriler ve tavsiyeler nedeniyle beklemesi ne yazık ki çocuğa pek yardımcı olamaz. Bu yüzden aileler  farklılık hissettikleri anda bir  dil ve konuşma terapistine başvurmaları gerekebilir.


c. Sesleme (fonasyon) bozuklukları : Okul öncesi dönemi çocuklar ile ilköğretim öğrencileri arasında ses bozuklukları türünden konuşma bozuklukları oldukça yaygındır. Bunun temel nedeni de  bu yaş grubundaki çocukların oyunda ve diğer durumlarda aşırı yüksek sesle konuşmaları ya da bağırmalarıdır. Eğer çocuğunuzun sesinin kalitesinde bir bozulma varsa bir KBB uzmanına ve gerekiyorsa bir dil ve konuşma terapistine başvurmanız gerekebilir.


d. Kekemelik : Bir konuşma sorunu olarak kekemelik, dil ve konuşma gelişiminin ilk evrelerinde ortaya çıkmaktadır. Genellikle iki ile dört yaş arasında başlamakta ve konuşma sırasında tekrarlar, tutulmalar(bloklar) ya da seslerin uzatılması biçiminde özellikler göstermektedir. Bu konuşma sorunu erken müdahale edilmezse diğer sorunlar gibi yetişkin yaşlara kadar süreklilik gösterebilir.


Ailelere Öneriler

Dil ve konuşma sorunu olduğunu sezdiğiniz ya da kuşkulandığınız çocuğun bir dil ve konuşma terapisti tarafından değerlendirilmesini sağlayınız. Bulunduğunuz şehirde bir dil ve konuşma terapisti yoksa  işitme ve zihin engelliler alanında eğitim görmüş öğretmenlerden, psikologlardan, işitmenin ölçülmesi ve cihazlandırma alanında eğitim görmüş odyologlardan, bu konuya ilgi duyan ve kendilerini  bu konuda yetiştirmeye çalışan kişilerden yararlanmanız, belki çocuğa yardımı olabilir. Bu kişilerin  önerilerinin – belki yanlış değil –  ama sınırlı ve yetersiz olabileceğini de göz önünde bulundurun.
Çocuğunuzun nasıl konuştuğundan çok ne söylediğine dikkat edin. Eğer nasıl konuştuğuna dikkat etmek istiyorsanız, olumsuzluklara değil olumlu davranışlara dikkat edin ve bunları pekiştirin. Çocuğunuzun yapamadıklarını düzeltmeye çalışmak yerine, yapabildiklerinden yola çıkarak yapamadıklarını neden yapamadığının farkına varmasını sağlamak yoluyla sistemi kavramasına yardımcı olun.
Bir çocuğu başka çocukla kıyaslamayın. Onu kendi içerisinde ve zaman doğrultusunda değerlendirin.